16 Temmuz 2024 Salı

Yıldızlar ve Kum Taneleri 

“Evrendeki yıldızlar yerdeki kum tanesi kadar mıydı ?Bilemem ölçemem de …”diye mırıldanıyordu…

Gökyüzü muhteşem görünüyordu 

İçi içine sığmıyor mutluluğunu tüm evren duysun istiyordu, haykırmak geliyordu içinden  uzun uzun …Yüreğindeki mutluluk ve sevginin her yere ulaşmasını yüreklere dokunmasını istiyordu … Belki de ondan yıldızlar ve kum taneleriyle bağ kurmuştu…

Muhabbet neyden hasıl olmuştu düşünmeye başladı , ılık ılık esen rüzgarla bahçedeki güllerin kokusunu hissetti derin bir nefes aldı , “mutlu olmak , hissetmek ,nefes almak ne büyük nimet bazen günlük hayatın hengamesinde fark etmesek de  şükredecek ne çok şey var oysa “diye bir kaç kez tekrar etti sessizce … Sonra o muhteşem gökyüzününü tekrar seyre koyuldu…Ayşe Atlı ( Belhi)



Sade Sade  Sadece 


Oturuyordu sakin sakin arkadaşıyla şakalaşıyordu 

Ses geldi yandan irkildi

Beklemiyordu sert çıkışı

Az önce o da çok gülüp neşelenmişti başkalarıyla  … Kişiye  göre değişiyordu demek konuşma zamanı ve konuşmaya tepkisi … Belki başkası karar veriyordu  kimin ve neyin nasıl ne zaman konuşacağına, güleceğine;onun Özgür ruhu kavrayamamıştı henüz bunu…

Belki sahte iltifat ve kafa sallamalara inanmış ya da inanmak istemişti … 

Sade olmalı insan..Yalın ve anlaşılır .. Oynamamak lazım kendin olmak lazım diye mırıldandı alçak bir sesle … Kırdığın kalp büründüğün kalıp için değer diye iç çekti?Oysa anlayan olmamıştı ,herkes her şey olduğu gibi devam edecek işte diye önündeki çayı karıştırmaya devam etti…Söyleyen söylediğiyle zaten çok mutluydu… 

Belhi/ Ayşe Atlı

Sözlük 

Hızla hayatımıza giren dijital veriler , yeni kelimeler , sığ  sohbet ve sahte dostluklar, dayatılan yaşam tarzlarına maruz kalmak onu hayli yormuştu…

Elinden sözlük düşmezdi oldum olası…

Şimdilerde ise anlamını birden kavramada güçlük çektiği sözcükler ve popüler kültürün toplumdaki fazla kabul görmesi onu daha da rahatsız eder olmuştu…

Çocukluğundan beri kelimelerin kökeni ve  doğru kullanımına meraklıydı…Babasının “lügatle kahramanlık olmaz , lügate bakın , bilseniz bile lügatla çalışın… Don Kişotluk yapmayın!Şimdi öğrendikleriniz ömür boyu işinize yarar ,sizi yolculuğa çıkarır ,  “sözlerini hatırladı…Gözünden istemsizce yaşlar süzüldü…Evlerinde pek çok dilde sözlük vardı…Bu durum o yıllar ve yaşadığı çevre için sıradandı… “Şimdi geldiğimiz duruma bak !”diye hayıflandı… 

“Nerdeyse kendi dilimize   bile yabancı hale gelir olduk “diye hayıflandı…Kendi kendine söylenirken 

Kütüphanesinin önünde durduğunu fark etti.

Uzun zamandır el sürmediği kitaplarına zaman ayırmak istiyordu bugün…

Onları ihmal ettiğini düşündü…

Bir ,iki, üç ,bir,iki , üç Kaç kez sıradan kitaplara göz gezdirdi hatırlamıyordu…Aslında çoçukluğundan beri sözlüklerle hep haşır neşirdi…En kalın sözlüğü aldı rast gele bir kaç sayfa açtı. Önce “efsunkar “sonra “ruşendil “kelimeleri karşısına çıktı.Sözlükle uğraşmak böyle efsunlu ve de aydınlık diye gülümsedi… Sözlüğü eline aldı koltuğa oturup karıştırmaya devam etti…Ta ki eşinin “kendinden geçmiş böyle ne okuyorsun , kalbine iyi gelen hangi kitap merak ettim sözünü duyana kadar…Gülümsedi eşinin ilgisi de hoşuna gitmişti…Evet babası haklı çıkmıştı sözlük karıştırmak onu huzurlu bir yolculuğa çıkarıyordu…

Belhi /Ayşe Atlı

 Kaba Kalabalık “Kalabalık İle kabalık akraba mı acaba?

İkisi de yorucu , ikisi de son günlerde moda  ya !”dedi arkadaşı ..

“Eee biz de kalabalık içinde yalnızlığı tercih edelim de , daha az kabalığa maruz kalırız belki “diye cevap verdi arkadaşına …

İstemsizce gülmeye başladı ikisi de “kaba ,kabalık ,kalabalık diye kelimeleri ard arda tekrar ede ede hem de…Ayşe Atlı ( Belhi)

 AŞURE

Aşure sadece bir tatlı değildi onun için… 

Annesini kaybedeli çok uzun yıllar olmuştu… Annesi “aşure ve helvada  beni geçtin “demişti. Bu onun için çok çok kıymetliydi…Her ne kadar etrafındakiler yaptığı her yemeği, ikramı eleştirse de, o yaptığı aşure ve helva için söylenen olumsuz eleştirilere aldırmazdı… Gariptir ki dayısı ona “Aşure “ diye hitap ederdi.

 Aşure Kerbela’nın ve acının simgesi;bazıları için Hz Nuh’un pudingi ; hepimiz için ise paylaşım ,sevgi,  bereket ve dayanışmayı ifade ediyor diye düşünüyordu…  

Geçmişten günümüze terk edilmeyen gelenek ve güzel bir ikram diye mırıldandı… Aşure yapılırken yaşanan heyecan ve hareketlilik onu çok mutlu ederdi  … Yaşadığı şehir de aşure gibiydi , aşure yapımını gösteren program  denk gelmişti ya içini tarifsiz  bir huzur kapladı…Geçmişi yad etti…  Belhi/Ayşe Atlı


 Huzuru Aradım Huzuru aradım gökyüzünde

Parlayan yıldızlara bakarak uzun uzun…

Huzuru aradım yanı başımda 

Bir öksüzün göz yaşını silerken …

Huzuru aradım bazen 

Bir yetimin başını okşarken…

Huzuru aradım dizelerde 

Söylenmemiş sözler kalmış mı diye?

Huzuru aradım bir “Gonca gülde” 

Açınca renklensin diye günlerim…

Huzuru aradım bazen

Mis gibi kokan ekmekte


İçtiğim iki yudum zemzem 

Bazen de 

Yediğim bir kaç hurmada …

Huzuru aradım işte etrafımdakilerin 

Şikayetlerine inat …

Yaradanın bana bahşettiği güzelliklere şükrederek 

Huzuru aradım hep 

En Sevilene

Benzemeye çalışarak

Huzuru aradım yine  

Ona kavuşacağımı düşünerek …

Ayşe Atlı (Belhi )